Atatürk’ün manevi mirası olan akıl ve bilim ışığında duygu ve düşüncelerini anlamak ve günümüz şartlarında uygulamaya koymak asıl amacımızdır.Bu hedefe uygun olarak Atatürkçü düşünce sisteminin çeşitli başlıklar altında incelenmesine çalışılacağız.
Bilindiği gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün en çok önem verdiği hususların başında milli ekonomi gelmektedir.Milli ekonomiden güç alan milli bir eğitim anlayışıyla Türk toplumunun bütün sosyal kurumları ile çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak en büyük özlemlerinden biri olmuştur.
”Ekonomi politikamızın önemli araçlarından biri de; toplumun genel faydasını doğrudan doğruya ilgilendirecek genel kuruluşlar ile ekonomik alandaki girişimleri, mali ve teknik gücümüzün ölçülerine uygun olarak devletleştirmektir.” Sözüyle, özellikle ülke ve toplum refahını ilgilendiren bir devletçilik anlayışını benimsetmeye çalışarak, ekonomik olarak tüm tedbirlerin bu doğrultuda alınmasını istemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün milli ekonomi görüşünün temelindeki gerçek ise, milli çıkarların kişisel çıkarların üzerinde tutulmasıdır.1921 yılında T.B.M.M.deki açılış konuşmasında bakınız ne diyor:
“Efendiler: Milletimizin üstün yetenekleri vardır.Bu yeteneklerin gelişmesi ve yararlı bir şekilde ortaya çıkması, şüphesiz parlak sonuçlara ulaşacaktır. Ancak , tarihin bazı korkunç olaylarını dikkatinize sunarak hatırlatmayı faydalı buluyorum. Arkadaşlar , bir millette, özellikle bir milletin yönetiminden sorumlu bulunan yöneticilerin kişisel ihtirasları, kişisel münakaşaları milli ve vatani görevlerin gerektirdiği yüce duygulara galebe çalacak dereceye varmış olan memleketlerin, dağılmak ve batmaktan sakınabilmesi mümkün değildir. Milletimizin gerçek temsilcileri olan siz bütün arkadaşların bu gibi aşağılatıcı duygulardan, daima uzak kalacaklarından asla şüphe edilemez.Yüce kurulunuzun karşılıklı kardeşlik ve bağlılık duygusunun , temsil etmekte olduğumuz bütün millete daima aynı olgunlukla yayılarak , onları da etkisi altına alacağı doğaldır.”
Mustafa Kemal Atatürk 1933 yılında beş yıllık bir sanayi planı hazırlamıştır. Sanayi planına temel olarak İzmir İktisat Kongresini almıştır.Hazırlanan bu planın bilimsel araştırmalarına 10 yıl önce başlamıştır. Sanayi planı , Türkiye`de kurulacak olan fabrikaların yer ve türlerini nitelik ve niceliklerini açıklayan bilimsel bir rapordur. Endüstri kuruluşları ve işletmeler konusunu kapsamaktadır.Raporda Türkiye`nin bütün yer altı ve yer üstü servetlerin işletilmesini sağlayacak bir milli ekonomi uygulanması öngörülmektedir.1936 yılında hazırlıkları sürdürülen ikinci endüstri planı II. Dünya Savaşı yıllarına rastlamış , buna rağmen dört yıllık maden araştırma planı hazırlanmıştır.
İzmir İktisat Kongresi Genel Kurulunda görüşülen bir başka konu ise dış sermaye yatırımlarıdır.Bu konu ile alınan karar incelendiğinde görülür ki, Atatürk düşünüşü dış sermaye ilişkilerinde yine milli çıkarlara dayanmaktadır.1920 yılında dış sermaye konusundaki sözleri İzmir İktisat Kongresi kararlarına esas alınmıştır:
“Memleket menfaatleri temel esas olmak üzere , gerçek dostluğunu fiilen ispat edecek devletlerle ekonomik ilişkiler kurmaya taraftarız.” diyen Atatürk`ün bu düşüncesi , dış sermaye ilişkileri açısından değişmemiştir. İzmir İktisat Kongresi`nde üyeler tarafından tespit edilen ”Misak-ı İktisadi”, Türk milli ekonomisindeki Atatürk düşünüşünü özetler. Kongreye katılan 1135 delegenin oy birliğiyle kabul ettiği Misak-ı İktisadi Milli Ekonomi Andı özetle şöyledir:
1. Türkiye milli sınırları içinde lekesiz bir bağımsızlık ile , dünyanın bağımsızlık içerisinde ilerlemesini sağlayacak elemanlardan birisidir.
2. Türkiye halkı milli egemenliğini , canı pahasına elde ettiğinden HİÇBİR ŞEYE feda edemez. Milli egemenliğe dayanmakta olan meclis ve hükümetine daima yardımcıdır.
3. Türkiye halkı,yıkıcı değil yapıcıdır.Çalışmalarını ekonomik yönden yüceltmek amacını güder.
4. Türkiye halkı , kullandığı eşyayı , mümkün olduğu kadar kendisi yapar. Çok çalışır.Zamandan ,servetten , ithalatta israftan kaçar. Milli üretimin arttırılması için gereğinde geceli gündüzlü çalışmayı prensip edinmiştir.
5. Hırsızlık , yalancılık , riya ve tembellik en büyük düşmanımızdır.Türkler bilim ve yapıcılık aşığıdır.Her yerde hayatını kazanabilecek şekilde yetişir, fakat her şeyden önce memleketinin malıdır.
6. Türk kadını ve Türk öğretmeni , çocukları ekonomi andına göre yetiştirir.
Sonuç olarak ; milli ekonominin amaç olması gereken bir düşünce ile yaşamanın hepimiz için gerekli olduğu bilinci , Atatürk` ün şu sözüyle özetlenmektedir:
“Ekonomi ekonomi diyoruz. Fakat arkadaşlar , ekonomi demek her şey demektir.”
Kaynaklar:
1. Atatürk ün Düşünce Yapısı,Gürbüz D. TÜFEKÇİ
2. Atatürk ün Söylev ve Demeçleri
3. Devletçilik ilkesi ve T.C. Birinci Sanayi Planı,1933,1972
No comments:
Post a Comment